Monday, May 23, 2011

Des plats comme une montagne...

Bugün çok sevdiğim bir fransız filminden bahsedeceğim.
Yok ulan, tamamen lö popo'dan salladım. Kendimce manası; dağ gibi bulaşık... (birikti ama üşeniyorum).
1.5 sezon önce başlayıp, daha önceleri fileme tesadüf eseri ( işte Fernandes'ti, Chikhaoui'ydi, N'Zogbia'ydı, Palacios'tu vs... ) takılan oyuncu kümesiyle birleşerek iyiden iyiye biriken ev yapımı scouting ürün listemi sunma vakti geldi...

Bizden ayrılmayın...

Monday, May 9, 2011

Ligue 1 Seyir Defterinden Sayfalar


4-4-2 ölmedi, Lorient'da yaşıyor:
Azami ölçülerde puantaj itdalaşının yaşandığı Fransa Ligi'nde, eksantrik (logo ve) forma kombinasyonlu bu ekip son dönemlerde TSL maçlarıma yarenlik eder oldu. Özellikle içsahada ağırladıkları takımları epey hırpalıyorlar. Bunda en önemli etken teknik direktörlerinin,halısahalara kadar düşmüş 4-3-3'ü ısrarla elinin tersiyle itip, İngiltere'de bile direnmekte zorlanan 4-4-2'yi, taktiğın gerekliliklerini ideale yakın ortaya koyarak oynatıyor olması.
G.Saray'da, özellikle Gerets döneminde yerli yersiz ısrarla kullanılan 'elmas' dizilişinin yerine hücuma pas alışverişleriyle çıkıp savunmada organize alan savunması yapan iki adet merkezi ortasahalı tandem kullanıyor olması oldukça isabetli bir tercih.
Bir kesici, bir de ondan bağımsız 10 numaralı 'elmas', her ne kadar Türkiye Ligi'nde pek çok maçı kaldırabilecek bir taktik de olsa, amaç 'sistem' kurmak ise ve hocanin seçimi 4-4-2 olacaksa, bu Lorient'ın uyguladığı model daha uygun bir seçim olacaktır.
Togo'lu Romao ve yanındaki partneri, Afrikalı olmalarının da avantajıyla bu tertipte oldukça faydalı ve dinamik oynayabiliyorlar. 'Yıldız' kategorisinde futbolcular olmamalarına karşın önlerindeki iki forvetle yaptıkları 'al-ver' (İngilizlerin deyimiyle 'one-two') paslaşmaları, takımın ileri top taşıma yükünün sadece kanatlara binmesini önlüyor. Zira, klasik 4-4-2 dizilişlerinde elmas oynamasanız dahi, bu tarz forvetlerle bağlantılı iki ortasaha oyuncusu kullanmazsanız hücum girişimleriniz ağırlıklı olarak 'organizasyon'lardan ziyade kanatların veyahut forvetlerin bireysel yeteneklerine bağlı kalacaktır.
İleride Fransızların yeni süper çocuğu -ki bana göre de Premier League için bile gayet 'hazır' diyebileceğim- serbest forvet Kevin Gameiro ile hücuma kaliteleri ölçüsünde sık sık iştirak eden bekleri de bu taktiğin yine son parçalarını tamamlar nitelikte.
Vasat futbolcu kadrosuyla bu doğru 4-4-2 düzeneğini kurmayı başaran 'baba' Gourcuff'a şapkamı çıkarıyorum.
The rise of the... Sako!
Geçen sezon gözüme ilişen ve tek tük oynatıldığı maçlarda yakalamaya çalıştığım bu devasa karaoğlan, bu sezon itibariyla formayı kaptı. Bundan 12 ay kadar önce muhtemelen 'varolmayan' değerini bir senede 2'ye 3'e katlamış durumda. Değerini daha da yükselteceğini düşünüyorum yalnız futboluna bir iki 'ayar' yapması şart;
- Fulesini ne zaman konuşturacağından tam olarak haberdar değil. Bazen yerli yersiz rakibin karın boşluğundan geçmeye çalışıyor.
- Sağ ayağını biraz daha fazla kullanmalı. Tek ayak bir futbolcunun yıldız olma yolunda önündeki en büyük engeldir. Aşılabilir pekala, ancak çok çok özel başka yönleri olması koşuluyla... (Di Maria'nın sıradışı dev adımları ve Asamoah'ın yine fark yaratan inatçılığı ve gücü gibi...)
Yolun açık olsun Sako 'ağa' ... (Lens'teki solbek Bedimo'yla beraber 'isim ve futbol bazında' ağa&maraba işbirliği kurulabilir G.Saray sol kanadında...)